Çin'in Genel Ekonomik Durumu
2005 yılında Çin ekonomisi % 9.9 oranında büyüme kaydederek 2 trilyon 279 milyon dolara ulaşmıştır. GSYİHda Tarım sektörünün aldığı pay % 12.4, Sanayi Sektörünün aldığı pay % 47.3 ve hizmetler sektörünün aldığı pay ise % 40.3 olarak gerçekleşmiştir.
GSYİH Büyüme Hızı: yüzde 9,9 (2005 yılı)
Mal İhracatı: 762.0 milyar dolar (2005 yılı)
Mal İthalatı: 660.12 milyar dolar (2005 yılı)
Dış Ticaret Fazlası: 101.9 milyar dolar (2005 yılı)
Tarım sektöründe tahıl ürünleri için ekilebilir alan % 0.7 oranında artırılmış, prinç için ayrılan alan sabit kalmıştır.
2005 yılında dış ticaret hacmi yıllık % 23.2 artışla 1422 milyar dolar olan Çinde %28.4 artan ihracat yıl sonunda 762.0 milyar dolara ulaşırken, ithalat ise yıllık %17.6 artışla 660.12 milyar dolar olmuştur. Bu sonuçlara göre Çinin 2005 yılı dış ticaret fazlası % 217 artarak 101.9 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
Dört yıl once Dunya Ticaret Orgutune uye olan Cin 7 yil surecek olan gecis sureci icerisinde bulunmaktadir. Cin`in DTO`ye uyeligi dunya ekonomisi ile entegrasyonunun bir simgesi haline gelmistir. Merkezi planlamadan piyasa kosullarina gore kurallarin belirlenmesi bircok firsat sunsada hala bircok bilinmeyen ve engeller mevcuttur.
Çin, 11 Aralik 2004 tarihinden itibaren yabancı sermayeli şirketlere yerel şirketler gibi ticaret yapma hakkı (ithalat ve ihracat) tanımıştır. Ticaret yapma hakları yabancı firmaların Çinden serbestçe ihracat ve ithalat yapmalarını sağlamıştır. Sadece tohum, pamuk, tutun de CHC, ticaret yapma hakkini yabanci sirketlere kapali tutmustur. Cin ayrica kitap, gazete ve dergilerde yabanci sirketlere ticaret yapma hakkini tam olarak vermemistir.
Çin, 11 Aralık 2004 tarihinde ayrica %100 yabancı ermayeli firmaları da icine alicak sekilde yabanci firmalara; perakendecilik, toptancılık, komisyonculuk ve franchising alanlarında dağıtım ve direkt satis yapma haklarını sağlamayi taahhut etmistir Dağıtım yapma haklari yabancı firmaların Çinde toptancilik, perakendecilik, franchising yapabilme; direkt satis ise yabancı firmaların Çinin içinde serbestçe mallarını satabilmeleri anlamina gelmektedir. DTÖden önce yabancı firmaların dağıtım ve direkt satış yapma haklari olmayıp, satışlarını Cinde sadece Çinli firmalar aracılığı ile yapabilmekteydiler. Ancak Aralik 2004te verlmesi gereken haklari Cin, yabanci firmalara ancak Eylul 2005te saglayabilmistir.
Çinin DTÖye taahhütlerinde en önemli sektörleri otomobil, inşaat malzemeleri ve tekstil oluşturmaktadır.
Çinin, DTÖye üyeliğinden önce en yüksek tarifeleri otomobil ithalatına uygulamaktaydı (%80-100 arası). DTÖye üyeliğinden sonra ise bu tarifeleri kademeli olarak %30 civarına indirmeye başladı. 2006 yılında ise gümrük tarife seviyelerinin binek otomobiller için %25, otomobil parçaları için ise %10 seviyelerine inmesi gerekmektedir. Çin, otomotivde ithalat kotalarını ise DTÖye taahhüt ettiği gibi kaldırmıştır. Bu, DTÖ ve yabancı otomobil ihracatçıları tarafından oldukça sevindirici bir gelişme olarak kabul edilmektedir, çünkü Çin büyük nüfusu ve artan geliriyle yabancı otomobil firmaları için çok büyük bir pazardır.
Ancak Çin hala yabancılar için otomotivde yatırım seviyesini minimum $90 milyon seviyesinde tutmaktadır. Bu da yabancı otomobil üreticilerinin Çin pazarına erişmesini zorlaştırmaktadır. Hükümet tarafından istenilen bu yüksek yatırım tutarına rağmen otomotivde gümrük tarifelerinin inmesi ve kotalarının kalkması ile önümüzdeki yıllarda ülkeye yolcu taşıtları ve motosikletler, motorlu taşıtlar ve motosiklet motorları, çeşitli otomotiv parçaları, elektronik yakıt enjeksiyon sistemleri, karbüratör, manyeto, mars motoru, petrol sanayi için özel amaçlı col araçları, motorlu taşıtlar ve motosikletler için trim parçaları ve enjeksiyon kalıplarında oldukça büyük ithalat beklenmektedir. Çin, 2005 yılında dünyanın en büyük üçüncü otomotiv ve yedek parçaları tüketicisi olan ülke olmuştur ve bu konumun sürmesi beklenmektedir.
İnşaat malzemeleri, Çinin DTÖ üyeliğinin oldukça fazlasıyla hissedildiği diğer bir sektördür. Çin, DTÖye girmeden önce seramik karoda %45, mermerde %24, porselen ürünlerde %30, mutfak gereçlerinde %30, pencerelerde %16, dekoratif laminant kaplamada %8, ahşap ev mobilyasında %22 ve paslanmaz çelik mobilyada %18 gümrük tarifesi uygularken DTÖ sonrası tarifeler seramik karoda %35e, mermerde %19a, porselen ürünlerde %24e, mutfak gereçlerinde yine %24e, pencerelerde %12.4e, dekoratif laminant kaplamada %4e, ahşap ev mobilyalarında %14.7e, paslanmaz çelik mobilyada %16ya inmiştir. Görüleceği gibi çoğu inşaat malzemelerinde gümrük tarife indirimleri %20 arasında olup bazılarında indirim %50ye ulaşmıştır. Özellikle Çinde giderek artan konut inşaatını da göz önüne alırsak inşaat malzemeleri ürünlerinin azalan gümrük tarifeleriyle beraber Çinde büyük ithalat artışı göstereceği öngörülebilir
Tekstil ve konfeksiyon sektörü, Çinin DTÖ üyeliğinin en çok etki yarattığı sektördür. 1 Ocak 2005 tarihi itibari ile Tekstil ve Giyim Antlaşmasının yürürlükten kalkmasının sonucu olarak DTÖye üye bütün ülkelerdeki tekstil ürünlerine uygulanan kotalar kalkmış durumdadır. Bunun sonucu olarak ucuz Çin mallarının ithalatı bazı kategorilerde %600lere varan bir artış göstermiştir. Kotaların kaldırılmasından önce Çin, dünya tekstil ticaretinin beşte birini gerçekleştirmekteydi. Kotaların kalkması ile birlikte Çinin dünya tekstil ticaretinin %40ını gerçekleştirmesi beklenmektedir.
ABD ile Çin ise Eylül 2005te çok kapsamlı bir tekstil antlaşmasına varmak için görüşmeler başlatmıştır. Söz konusu anlaşma özellikle Çin menşeli pamuklu pantolonlar, t-shirt ve çarşafların ihracatını azaltmaya yönelik olacaktır. Ancak Pekinde 29 Ağustosta başlayan ve 7 devre süren uzun görüşmeler sonucunda iki ülke 8 Kasımda bir antlaşmaya ulaşabilmiştir. Yapılan yeni antlaşmaya göre A.B.D. 2008 yılına kadar toplam 34 kategoride Çin tekstil ve konfeksiyon ürünlerine kota uygulayabilecektir.
AB ise Türkiyenin aksine 2004te MFAnın yürürlükten kalkmasına ve bu yöndeki Türkiyenin uyarısına rağmen Çine karşı önlem almamıştır. Türk tekstilcilerinin de öngördüğü gibi Çinin ihracatı ABye ilk altı ayda bazı kategorilerde %600lere varan bir artış göstermiştir. Genel olarak ise Haziran ayında Çinin AB ülkelerine olan tekstil ihracat $2.1 milyar olup bu bir önceki yıla göre %85lik bir artışa tekabül etmektedir. Bunun üzerine AB, 11 Haziran tarihinde Çinin DTÖye katılımının 242. paragrafına dayanarak yeni bir antlaşma yapmış ve bunun sonucunda Çin 11 Tekstil Kategorisinde ABye yaptığı ihracata kota koymayı kabul etmiştir. Bu, Avrupalı tekstil üreticileri tarafından oldukça rahatlatıcı bir gelişme olarak kabul edilmektedir.
Ancak Çinden tekstil siparişleri olan Avrupalı tekstil ithalatçıları, mallarının limanlarda yığılması sebebiyle zor günler yaşamıştır. Söz konusu tekstilciler yeni kotaların kendilerine büyük zarar verdiklerini belirtmekte ve limanlarda bekleyen Çin menşeli tekstil ve konfeksiyon ürünlerinin 50 milyon sterlin mali değeri olduğunu belirtmektedir. 4 Eylül 2005 tarihinde İngiltere Başbakanı Tony Blairin Çine yaptığı gezinin sonucunda,gümrükte bekleyen malların 2006 yılındaki kota kapsamına alınması kararlaştırılmış ve bu şekilde malların Avrupaya erişimi sağlanmaya çalışılmıştır. Bu durumun Türkiyeye etkisi ABnin büyük alıcıları siparişlerini Türkiyeye kaydırmıştır.
Çin ise tekstildeki avantajını korumak için yeni işbirliği metotları aramaktadır. Çin, özellikle pamuk üretimi ve ürün tasarımı konularında iddialı olan komşusu Hindistan ile stratejik ortaklıklar geliştirmeyi düşünmektedir. Bunu gerçekleştirmek için iki ülke devlet görevlileri ve tekstil birlikleri başkanları birbirlerine heyetler göndermekte ve AR-GE ile teknoloji transferi konularında ortaklık planlamaktadır. Bu şekilde AB ve ABDye karşı daha güçlü olmayı hedeflemektedir.
Cari hesabı 2003 yılında 45.9, 2004 yılında ise 68.7 milyar dolar fazla veren Çinin 2005 yılında cari hesabının enaz 150 milyar dolar civarında fazla vermesi beklenmektedir.
Bugün için Çinde sermaye akımları genel olarak hisse senedi ve tahviller aracılığı ile gerçekleştirilmektedir.Çin Merkez Bankası bir yandan hızlı ekonomik büyümenin ihtiyacı olan likiditeyi karşılarken diğer yandan bunun enflasyonist etki yaratmaması için çabalamaktadır.
2003 yılında geniş tanımlı para arzının (M2) % 19.6 genişlemesi Çin Merkez Bankasını tedbir almaya yöneltmiş, başlangıçta munzam karşılıkların artırılmasına piyasa beklenen tepkiyi vermeyince bu kez kredilerde özkaynak şartları ağırlaştırılmış ve son olarak 2004 sonbaharında neredeyse 10 yıldır dokunulmayan faiz oranları yükseltilmek zorunda kalınmıştır.
Alınan tedbirler sonucunda 2004 yılı M2 genişlemesi % 14.6da tutulabilmiştir. Ancak 2005 yılı boyunca özellikle de yılın 2. yarısından itibaren M2 genişlemesi hız kazanmış, 2005 yılı sonunda % 17,6ya yükselmiştir. 2005 yılı sonunda dar tanımlı para arzında ise % 11.8lik bir genişleme gözlenmiş olup, tedavüldeki para miktarı ise % 11.9 artmıştır.
2005 yılı sonunda Yuan cinsinden krediler 19.47 trilyon Yuan (2.36 trilyon dolar) seviyesindedir. Bu türden kredilerde yıllık artış hızı 2005 yılında % 10 olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde kısa vadeli krediler %10 artarken, orta ve uzun vadeli krediler ise % 14 oranında artış göstermiştir. İnşaat sektörüne açılan krediler 2005 yılında % 7 artış gösterirken, zirai krediler %17 artmıştır. Sanayi ve ticaret kesimine açılan kredilerde ise % 5lik azalma yaşanmıştır.
2005 yılı sonunda ülkedeki toplam Yuan mevduatları yıllık %19 artışla 28.7 trilyon Yuan (3.47 trilyon dolar) olarak gerçekleşmiştir. Ülkedeki Yuan cinsi mevduatların % 48i bireysel tasarruf sahiplerindeyken bunun da % 34ü vadesiz, %66sı vadeli mevduatta tutulmaktadır. Bireysel Yuan mevduatları 2005 yılı sonunda yıllık % 17 artışla 14.1 trilyon Yuan (1.6 trilyon dolar) olmuştur.
Tümünü Görüntüle